29 Eylül 2016 Perşembe

Kırmızı Saçlı Kadın-Orhan Pamuk


             


 Kırmızı Saçlı Kadın; okumak istediğim başka Orhan Pamuk kitapları olmasına rağmen öncelik verdiğim kitap oldu.Kitap bu yıl basıldı. Bende hemen edindim ve okuma listemde direk öne aldım.İyi ki seçimim bu yönde olmuş. Çünkü genel olarak beğendim ben bu kitabı.

Kahramanımız Cem dershane parasını çıkartmak için kuyucu çıraklığı yapıyor.Ustası Mahmut'u baba gibi seviyor.Hikaye 1980 ortalarında geçtiğinden kuyuculuk eski yöntemlerle yapılıyor. Okurken kuyuculuk ile ilgili ayrıntılı bilgi sahibi oluyor insan. Hatta bir kuyu çizimi bile mevcut kitapta.Epey meşakkatli bir meslekmiş ama sonraları el yordamıyla değil makinelerle su bulma başlamış.Bu meslekte ortadan kalkmış.

Cem su bulmaya çalıştıkları araziden kasabaya indiklerinde kırmızı saçlı kadını görüyor,aşık oluyor.Daha sonra çadır tiyatrosunda karşılaşıyorlar. Efsaneleri izliyor kadın ve ekibinden...
Kitapta efsanelerden Kral Oidipus ve İran destanı olan Rüstem ile Sührab'ın hikayesine değinilip baba-oğul ilişkileri sorgulanıyor. Bu  kısımları özellikle sevdim.

Yıllar geçiyor.Cem büyüyor.Jeoloji mühendisi ve müteahhit oluyor. Ve yıllarca uğramadığı,kaçtığı kasabaya işi gereği  gidiyor.Dönmesi kolay değil.Çünkü yüzleşmesi gereken,onca yıl içinde sakladığı sırrı var.Birde kasabada onu bekleyen süprizi.

Kitap sonlara doğru epey enteresan hal alıyor. Hatta bir yerlerde gerilime bile yaklaştı benim için.
Sonunda bir kaç yerde mantık hatası olsa da  en başta söylediğim gibi sevdim bu kitabı ben.



"Sonuçları düşünürsen özgür olamazsın. Özgürlük,tarihi ve ahlakı unutmaktır."

"O zamanlar 'ben,beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum'diye düşünürdüm. Yeni keşfediyordum bu düşünceyi. Kimse sizi gözlemiyorsa,içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir. Yakınlarda bir babanız varsa ve sizi görüyorsa içinizdeki kişi içinize saklanır. "

"Kuvvetli,kararlı bir babamız olsın,bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapmayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru,neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi?Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman var mıdır ,yoksa, kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı? "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...